- giymek
- poşîn--------wergirtin
Türk-Kürt Sözlük. 2013.
Türk-Kürt Sözlük. 2013.
giymek — nsz, er 1) Örtünüp korunmak için bir şeyi vücuduna geçirmek Kapalı çarşı zevkine göre alafranga sayılabilecek bir entari giymişti. O. V. Kanık 2) mec. Ağır söz veya hakareti, küçültücü davranışı ses çıkarmadan dinlemek Biri ağzına geleni söyledi … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayağını giymek — ayakkabısını giymek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hapis giymek — hapis cezasına çarptırılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
hüküm giymek — mahkemece cezalandırılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
taç giymek — 1) tahta çıkmak 2) kral veya kraliçe seçilmek Güzellik kraliçesi taç giydi … Çağatay Osmanlı Sözlük
marka giymek — kullanmak için seçkin, kaliteli olan malı tercih etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
şapkasını giymek (veya taşımak) — (birinin) kendi kimliğinin veya düşüncelerinin dışında başka birinin kimliğini geçici olarak taşımak veya onun düşünceleriyle ortaya çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
etek takmak (veya giymek) — argo erkek, ar, namus, erdem vb. özellikleri bulunmayan duruma düşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
karalar bağlamak (veya giymek) — yas tutmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayağının pabucunu başına giymek — 1) dengi olmayan bir kimseyle evlenmek 2) değersiz bir kimseyi üstün bir yere geçirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kedmek — giymek I, 12, 394; I I, 296; II I, 20, 156, 441bkz: ketmek … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini